Kemik erimesi hakkında merak edilenler

Kemik erimesi hakkında merak edilenler
Yayınlama: 17.09.2021
A+
A-

Çerkezköy Özel İrmet Hospital Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji bölümünde hasta kabulüne başlayan Op. Dr. Halis Kayhan Tutcu, kemik erimeleri hakkında bilgi verdi.

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Halis Kayhan Tutcu, yaptığı bilgilendirmede şu ifadelere yer verdi: “Kemik erimesi olarak da bilinen osteoporoz; kemik yapısı içinde kalsiyum azalmasına bağlı olarak kemiğin kırılma olasılığını artıran bir hastalık olarak ifade edebiliriz.

Türkiye Osteoporoz Derneği verilerine göre; 50 yaşın üzerinde her üç kadından birinde (meme kanserinden fazla) ve 50 yaş üzerindeki 5 erkekten birinde (prostat kanserinden fazla) görülmektedir. Öte yandan bu hastalığın her yıl Amerika Birleşik Devletleri’nde 1,5 milyon kırığa neden olduğu bildirilmektedir.

KEMİK ERİMESİ NEDENLERİ

İskelet sisteminde osteoblast ve osteoklast hücreleri bulunur. Osteoblast hücreler, yeni kemik hücrelerinin yapımında rol oynar. Osteoklast hücreler ise kemik dokusunun yenilenmesi için eski kemik hücrelerini parçalar. Yaşın ilerlemesiyle birlikte kemik hücrelerindeki yapım hızı, yıkım hızına ulaşamaz. Bu durum, yetersiz beslenme ve sedanter yaşam tarzı gibi risk faktörleri ile birleştiğinde kemik erimesi ya da farklı bir deyişle osteoporoz oluşur.

Başlıca risk faktörleri;

  • Genetik faktörler,
  • Cinsiyet,
  • Erken menopoz,
  • Sık doğum,
  • Kalsiyum yönünden fakir diyet,
  • Aşırı egzersiz,
  • Sedanter yaşam tarzı,
  • Sigara,
  • Vegan diyet,
  • Süt intoleransı,
  • Çocukluk döneminde yetersiz beslenme

BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kemik yapımı, 20’li yaşların sonuna kadar devam etse de bu yaştan sonra yapım ve yıkım eşitlenir. İlerleyen yıllarda yıkım hızı artarak osteoporoz oluşumuna neden olur. Kemik erimesi hastalığının erken dönemlerinde kişi, herhangi bir belirti hissetmez. Kemiklerin kalitesindeki azalma ancak kemik yoğunluğu ölçümü sırasında ya da kemiklerde oluşan çatlama ve kırılma gibi travmalar sonucunda fark edilebilir. Yaşın ilerlemesiyle birlikte kemik yoğunluğundaki azalmaya bağlı olarak bazı belirtiler görülebilir.

  • Sırt, bel ve boyun ağrısı,
  • Postürün bozulması,
  • Karın ve göğüs boşluğunda daralma
  • Kamburluk,
  • Boy kısalması,
  • Yaygın kemik ağrısı,
  • Basit düşme ya da çarpmalarda kırık oluşması.

KEMİK ERİMESİ ÖNLENEBİLİR Mİ?

Kemik erimesi rahatsızlığından korunmak için çocukluk çağından itibaren düzenli beslenmek gerekir. Diyetle birlikte yeterli kalsiyum alımı son derece önemlidir. Kemik yapımının sürdüğü dönem olan 0-29 yaş arasında kemik gelişiminin desteklenmesi, ileri yaşlarda kemik erimesi oluşumunu engellemeye yardımcıdır.

Özellikle kadınlarda östrojen ve erkeklerde testosteron hormonlarının yeterince salgılanmasını sağlayan egzersiz, aynı zamanda kemik, kas ve dokuların güçlenmesinde de önemli bir paya sahiptir. Kadınlarda kemik kaybı çoğunlukla kırklı yaşlardan itibaren başlar. Menopoz sonrası dönemdeki ilk birkaç yıl boyunca kemik kaybı bir hayli fazladır. Bu yaş grubundaki kişilerin günlük olarak 1200 mg. kalsiyum ve 400 ila 800 IU D vitamini alması önemlidir.

Bu nedenle süt ve süt ürünlerinin tüketilirken mutlaka düzenli olarak kalsiyum açısından zengin olan yeşil yapraklı sebzelerin de tüketilmesi önemlidir. D vitamini için gün içerisinde 15 dk güneş ışınların alınması yeterlidir.

TANI YÖNTEMLERİ NELERDİR?

Menopoz dönemi sonrasında diz ve eklem ağrıları başta olmak üzere farklı kemik ağrıları hissedilmesi durumunda kişi mutlaka hekime başvurulmalıdır.

Bu şikayetlerle başvuran hastalardan hem laboratuvar hem de radyolojik tetkikler istenir. Bunlardan başlıcaları:

  • Kanda kalsiyum, fosfat seviyeleri
  • Hormon seviyeleri tayini,
  • Kişinin genel beslenme durumunun vitamin ve mineral ölçümleri ile değerlendirilmesi,
  • Radyolojik olarak kemik mineral yoğunluğu (KMY) değerlendirmesi,
  • Düz iskelet grafileri ile özellikle ağrı şikayeti olan alanlarda bası kırıklarının varlığının değerlendirilmesi yapılır.

Tanın netleşmesi ile birlikte, hastalığın seviyesine göre tedavi uygulanır.

KEMİK ERİMESİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Osteoporoz teşhisi konan hastalarda farklı bir durum olmadığı sürece, yani kırık oluşmamışsa koruyucu tedaviye başlanmaktadır. Koruyucu tedavide ana çıkış noktası hastayı aktif hale getirmek, egzersiz yapmasını sağlamaktır. Tempolu yürüyüşler kemiğin mevcut kuvvetini korumasını sağlar. Aktivite ve hareket sayesinde kişinin kasları geliştikçe, kemiklere gelen zorlayıcı kuvvetler de azaltılmış olur ve dolayısıyla  kırık riski de düşer.

Öte yandan Koruyucu ilaçlar ise osteoporoz döneminde görülen yıkımı azaltabilir ve dengeleyebilir. Bu tür ilaçlar hastanın yaş grubuna uygun olarak tedavide kullanılmaktadır. Ancak tek başına ilaç tedavisi yeterli değildir. Tedavi programına düzenli egzersizler de eklenmeli ve buna ek olarak ilerlemiş osteoporozda omurgasında kırıklar başlayan hastalarda bu kırıklara bağlı ağrıları azaltmak için bazı ek tedbirler alınmalıdır.

Bu tedbirler; düzenli egzersiz programları, korse tedavisi ve kemik çimentosu ya da bazı organik malzemelerle kemik içinin doldurulmasıdır. Kemik erimesi tedavisinde ilaç ve ilaç dışı yöntemlerle tedavi etmenin yanı sıra kişisel risk faktörlerini göz önünde bulundurarak Kemik erimesi ilerlememesi için önlemler alınmalıdır. Kemik erimesi, başlangıç döneminde belirtiye yol açmadığı için pek çok kişi tarafından geç fark edilir. Bu durumda kemiklerde oluşan hasarlanma az miktarda geri döndürülebilir. Dolayısıyla 45 yaş ve üzerindeki kişilerin düzenli olarak doktor kontrolüne gitmesi ve kemik yoğunluğunun ölçülmesi önerilir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.