Ne deseydim?

Ne deseydim?
Yayınlama: 23.01.2018
A+
A-

Geçen akşam bir telefon geldi, ‘Kadir senin köşe yazına erişim engeli koymuşlar’ dedi telefonun ucundaki ses.
‘Nasıl olur ya’ dedim, hemen girdim web sitesine, karşıma şöyle bir yazı çıktı; ‘Bu internet sitesi, aşağıdaki karara istinaden 5651 sayılı Kanun uyarınca Erişim Sağlayıcıları Birliği tarafından erişime engellenmiştir. ÇERKEZKÖY SULH CEZA HAKİMLİĞİ’nin 19-01-2018 tarih ve 2018/129 sayılı kararı’
Neden? Çünkü içinde göt kelimesi geçen bir fıkra anlattım da ondan!
Belki bileniniz vardır, yıllar önce büyük usta Can Yücel’i bir gazetede yazdığı köşe yazısında ‘göt’ kelimesini kullandı diye dava etmişler. Bunun üzerine de Can Yücel mahkemeye çıkarak önce bir fıkra anlatmış, sonra da o efsane savunmasını yapmış;
‘’Bir köyde ateşli bir hasta vardır, kasabalı doktora getirir hastayı. Koca devletin koca doktoruna. Doktor hastaya fitil verir ve köye döndükleri gibi hastaya fitili anüsten vermelerini söyler köylülere. Köylüler tabi ‘tamam doktor bey’ deyip köye giderler. Köydeki herkese sorarlar, en bilgelere bile, ama kimse anüs ne demektir bilemez. Bu nedenle bir türlü ilacı da veremezler hastaya. Hastanın durumu da gitgide kötüleşmektedir. Bunun üzerine köylü, doktora, koca devletin koca doktoruna telefon etmeye karar verir ama kimse buna yanaşmaz. Ne cürettir ki doktoru arayacak bir köylü. Neyse, durumun vahameti üzerine muhtar aramayı kabul eder. Bütün köylü toplanır santrale, muhtar arar, ‘biz ne yapacağımızı bilemedik dohtor bey’ der. Karşıdan doktor bir şeyler söyler, muhtar arkasına döner ve doktorun dediklerini köylülere söyler: ‘makattan verin dedi dohtor’ der.
Yine tüm köye sorarlar, komşu köylere birilerini yollayıp sordururlar, ama makat ne bilen yoktur yine. Hasta ise gitti gidecek, ateşler içinde kıvranıyordur baya.
İhtiyar meclisi toplanır, son çare, doktorun bir kez daha aranmasına karar verilir. Yine kimse aramak istemez doktoru. Nihayetinde yine biri kandırılır, telefonun başına geçer, ama bir yandan söylenmektedir: ‘çok kızacak dohtor çok!’ diye.
Sonunda telefonu açar, durumu anlatır, doktor bir şeyler söyler yine. Telefondaki köylü, yüzü allak bullak, arkasını döner:
‘çok kızacak demiştim; götüne sokun dedi.’ der.
Aslında köylüler şu noktada dahi cevabı anlamamış durumdadır. En baştan doktor göte ‘göt’ deseydi, bu vahim durum oluşmayacak, hasta tedavi edilebilecekti.
Mahkemeye dönecek olursak, Can Yücel önce bu fıkrayı anlatır, sonra sözünü söyler: “Valla hakim bey bizim köyde göte göt derler de ondan” Varın siz yorumlayın nasıl bir savunma olduğunu.
Aynı savunmayı tekrar yapmanın anlamı yok diye düşünüyorum.
Kalın sağlıcakla…