O öğretmen çok da masum değilmiş!!

O öğretmen çok da masum değilmiş!!
Yayınlama: 23.01.2020
A+
A-

Türk Eğitim-Sen Çerkezköy Temsilcisi Alper T.Ş. geçtiğimiz günlerde otizmli öğrencisine psikolojik şiddet gösterdiği iddiası sonucu tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi. Durumdan haberdar olan Türk Eğitim-Sen Tekirdağ Şubesi ve MHP Çerkezköy İlçe Teşkilatı, Çerkezköy Adliye Sarayı önünde bir basın açıklaması düzenleyerek, bu konu hakkında daha önce de ‘kınama’ cezası alan Alper T.Ş.’yi sert ve tehditkar bir dille savundu. Bu gelişmelerin ardından ise Alper T.Ş.’nin şiddet gösterdiği iddia edilen otizmli öğrencinin annesi Aysun A. suskunluğunu bozdu ve kendilerine ‘mağdur’ imajı vermeye çalışan bu topluluğa seslendi: ‘’Yapanın yaptığı yanına kar kalmasın istiyoruz.’’ Öte yandan; öğrencinin üzerinde bulunan ses kayıt cihazının kaydettiği sesler dinlendiğinde sendika ve parti temsilcilerinin yapmış olduğu savunmanın yersiz olduğu, Alper T.Ş.’nin bu konuda masum ya da mağdur olamayacağı net bir şekilde görülüyor.
Gazete Havadis – Geçtiğimiz günlerde adliye önünde Türk Eğitim Sendikası Tekirdağ Şubesinin ve MHP İlçe Yönetiminin bir basın açıklaması yapmasının ardından kendilerinin de bir şeyler söylemesi gerektiğini düşünen o özel çocuğun annesi Aysun A., sendikanın yaptığı açıklamanın hangi vicdanla yapıldığını sordu

KAYNAŞTIRMA PROGRAMINA ALINDI
Özel bir çocuk olan oğullarının 2017-2018 Eğitim-Öğretim yılında bahsi geçen öğretmenin sınıfında kaynaştırma programı çerçevesinde okula başladığını ifade eden anne Aysun A. şu ifadeleri kullandı: “Biz anne babası olarak oğlumuzu bire bir ve grup eğitimlerle ilkokula hazırlamaya çalıştık. Bu uğurda büyük maddi manevi fedakarlıklar yaptık. Tabiri caizse elimizde avucumuzda ne varsa seferber ettik ve bunun karşılığını aldık. Bu eğitimlerle oğlumuzu kaynaştırma programı çerçevesinde RAM’ın verdiği kararla normal sınıfta okula başlattık.
‘’KAZANIMLARIMIZ KAYBOLMAYA DEVAM ETTİ’’
Fakat ne olduysa ondan sonra olmaya başladı. Oğlumuz kazanmış olduğu birçok kazanımı kaybetmeye başladı. Biz buna başta bir anlam veremedik, yeni sosyal çevresine uyum problemi olarak değerlendirdik. Bunun üstüne çocuğumuzun İstanbul’dan art terapi uzmanını getirterek öğretmeniyle konuşturduk. Böylece çocuğu daha iyi anlama çabasına girdik. Doğal olarak bahsi geçen öğretmenin de daha önce böyle bir öğrencisi olmadığını öğrendik ve onun da nasıl davranması gerektiğini art terapi uzmanıyla görüşerek çocuğumuzla olan iletişimini geliştireceğini kendi talebiyle mümkün kıldık. Zaman geçtikce düzelme olmasını beklerken, maalesef kazanımlarımız yine kaybolmaya devam etti.
‘’DEĞİŞİK DUYUMLAR ALMAYA BAŞLADIK’’
Sonradan art terapi uzmanımız çocuğumuzun gelişimini takip etmek için öğretmenini arıyor fakat bir türlü öğretmenle görüşemiyor. Bütün bu olaylardan sonra çocuğumuzda gerilemeler ve isteksizlikler devam edince biz de sınıf içinde farklı bir şeyler olabileceğini düşünmeye başladık. Çocuğumuzun sınıf arkadaşlarıyla tenefüslerde konuşunca hiç de beklemediğimiz değişik duyumlar almaya başladık. Öğretmeni ile görüşme yapma imkanımızda zaman içinde daraldı ve bizimle iletişim kurmamaya başladı.
‘’ÖĞRETMENİN KABA DAVRANIŞLARI KAYDEDİLDİ’’
Okul öncesinden başlayarak çocuğumuza İstanbul’da özel eğitim aldırırken, çocuğumuzun özel durumundan dolayı onu takip edebilmek için üstünde GPRS’li bir takip cihazı bulunmaktaydı. Bu cihaz ortamda beklenmedik bir gelişme, ses artışı vs. olduğunda otomatik olarak bizi arayıp telefonda kayıt yapmakta. Olaylar geliştikçe çocuğumuz dersteyken tesadüfen öğretmenin hiç de arzu edilmeyen kaba davranışları da bu cihaz tarafından kaydedildi.
‘’MEB TEFTİŞ KURULU BAŞLANLIĞINA DİLEKÇE YAZDIK’’
Biz bunları inceleyince ne yapacağımızı şaşırdık. Eşim öğretmen olduğu için eğitim camiasına söz gelmesin diye gidip yetkililerle temas kurduk. Temas kurduğumuz herkes bize ‘bakarız, ederiz’ dedi. Ama hiçbir gelişme olmadı. Biz de en sonunda Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığına bir dilekçeyle müracaat ettik. Dilekçede ses kayıtları ve çocuğumuzla ilgili diğer bilgi ve belgeler vardı.
‘’ÖĞRETMENE KINAMA CEZASI VERMİŞLER’’
Teftiş Kurulu Başkanlığı, Tekirdağ Milli Eğitim Maarif Müfettişliği’ni soruşturma için görevlendirdi. Soruşturmayı yapan müfettişler gerekli soruşturmayı yaptıktan sonra (1,5 yıl sonra) öğretmene kınama cezası vermişler.
‘’ÇOCUĞUMUN NAKLİNİ BAŞKA BİR OKULA ALDIM’’
Bu esnada ben çocuğumun naklini başka bir okula aldım. İki yıl boyunca okulunda gayet uyumlu ve mutlu bir şekilde eğitimine devam etmektedir.
KENDİNİ ‘MAĞDUR’ GÖSTERMEYE ÇALIŞMIŞ
Adliye önünde Türk Eğitim Sendikası Tekirdağ Şubesinin sahip çıktığı bahsi geçen o öğretmen yaptıkları ve hakkında verilen kınama cezasını yok sayarak kendini ‘Mağdur’ göstermek için savcılığa benim hakkımda suç duyurusunda bulunmuş.
Karakola ifade vermeye çağrıldığımda bunları öğrendim. Karakoldaki ifademde, yaşadıklarımızı olduğu gibi anlattım. Akabinde Savcılık makamı, Türk Eğitim Sendikası Çerkezköy Şube Temsicisi olan öğretmenin şikayetini ‘Takipsizlikle’ sonuçlandırmıştır. Sonrasında bahsi geçen öğretmenin Savcılıkta ifadesi alınmış.
‘’BİZİ HİÇ DİNLEME ZAHMETİNDE BULUNMADINIZ’’
Buradan o sendikaya sesleniyorum; siz açıklamanızda bu işin takipçisi olduğunuzu söylüyorsunuz. Bize ulaşmanız çok basitti, bizi hiç dinleme zahmetinde bulunmadınız. Biz bugün büyük bir gururla söyleyebiliriz ki normal bir öğrenci haline gelen çocuğumuzun eğitiminden başka hiçbir amacımız yok. Bizim arkamızda yüzlerce avukat yok, sadece sıradan basit ebeveynleriz. Bu bilgilendirmeyi de öğretmenlerinin arkasında durduğununu söyleyen Sendikacılara ve özel çocukları olan anne babalara örnek olması için yapıyoruz. Bu olayın arkasında Sendikanın belirttiği gibi siyasal, ideolojik bir şey yok. Sadece özel çocuklarını topluma kazandırmak için varını yoğunu ortaya koyan ebeveynler var.
ÖĞRETMENLER SİNİRLERİNİ ÖZEL ÖĞRENCİLERDEN Mİ ÇIKARIYOR?
Kaynaştırma öğrencileri kendileri ifade etmede sıkıntı duyarlar. Diğer çocuklar gibi okulda yaşadıklarını akşam ailesine söyleyemezler. Normal öğrenciler sinirinizi mi bozuyor? Onlara bir şey yapamazsınız. Çünkü yaşadıklarını akşama anne-babalarına anlatırlar. Sabah onlarla muhatap olursunuz. O halde nasıl rahatlarsınız? Kaynaştırma ya da otizimli öğrencilerle… Eğer bunu algılamakta sorununuz varsa, bu özel ilgi gerektiren öğrenciler sizin rahatlama yerinizdir. Bağırabilir, azarlayabilir, mobing uygulayabilir, sınıftaki diğer öğrencilere dışlatabilir hatta dövebilirsiniz. Çünkü size kimse gelip hesap sormaz. Sormaya kalksa da ‘al çocuğunu okuldan’ dersiniz, ‘onu buradan götür’, dersiniz. Çünkü öğretmenin çocuğunuzla ilgili (olumsuz) yaptıklarını ispat edecek elinizde bir belge ya da kanıt yoktur.
‘’ORTADA BİR KINAMA CEZASI VAR’’
Dolayısıyla yapanın yaptığı yanına kar kalmasın istiyoruz. Yavuz hırsızların ev sahiplerine üstün geldiği durumları yaşamayalım. Bütün velilere ve Türk Eğitim Sendikası yetkililerine sesleniyoruz; ortada bir kınama cezası varsa bu bireyseldir. Bireysel olan bir şey neden kurumsallaştırılmaya çalışılır?’’

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.