deniz ünsal

Kitaplardan okuduğumuz ya da filmlerde izlediğimiz dünyaların sadece kitaplara ya da filmlere ait olmadığını öğrendiğimiz bir sene oldu 2020. Ortaya çıkan bir salgın hastalıkla beraber tam da bir korku dünyasının ortasına düşüverdik. Dışarıda bir virüs var, ismini biliyoruz. Çok kolay bulaşabildiğinin de farkındayız ama kime ne yapacağı belli değil. Sokaklarda...
02.03.2021
Toplum içerisinde çoğunlukla, ilhamın nerede ne zaman geleceğinin bilinemeyeceğine inanılır. Buna göre; ilham hiç beklenmediği anda çat kapı gelen bir misafir gibidir. Ancak ben, bu inanışın olsa olsa kısmen doğru olabileceğini düşünüyorum. Çünkü bana kalırsa ilham bir süreçtir. Bir kimse çevresini gözlemledikçe, insanlarla konuştukça, kitap okudukça, müzik dinledikçe veya bunlara...
11.01.2021
Konuşurken kullandığımız kelimeler ve tonlamalar, karşı taraf için, bir konuşmanın nasıl sonuçlanabileceği ve bizim nasıl bir tutum sergilediğimiz hakkında önemli bir ipucu oluşturur. Aynı soruyu; karşımızdakini suçlayarak, merak ederek, ona acıyarak ya da yardım etmek isteyerek sorabilmenin mümkün olduğunu biliyor musunuz? Hatta bu tavırların istenildiği ölçüde çoğaltılabilmesi de mümkün.  İşte...
25.12.2020
İnsanın dünya üzerindeki varlığıyla beraber, rivayetler de oluşmaya başlar. Bunlar nesilden nesile aktarılırken, bazen değişime uğrasalar da aslında vermek istedikleri mesaj hep aynı kalır. Hepsinin varlığı, aslında insanı iyiye yönlendirmeye bir araç olma amacı taşır. Anlatılanlar gerçek olamayacak kadar abartı olsa bile, her zaman bizleri ürperten bir yanları olduğu yadsınamaz....
03.12.2020
Çocuk, içine doğduğu aile başta olmak üzere; toplum tarafından yetiştirilir. Toplumun değerlerini benimser çünkü onaylanma ihtiyacı duyar. Önce ailesi tarafından, büyüdükçe de toplum tarafından onaylanmak ister. Aile, çocuğa sorgulama ve empati yetisi kazandırmazsa; çocuk sadece onaylanmak için her yanlışı doğru sayabilecek bir birey olarak yetişir. Daha da vahimi; çocuğa “Doğru...
09.11.2020
Nihayet eve gelip kendini çok sevdiği kanepesinin üzerine bıraktığında; aklında tek bir şey vardı: Bugün kötü bir gündü. Bunu düşüncelerinin değil de duygularının ona söylediklerinden anlamıştı. Anlaşılamayacak bir şey de yoktu aslında, düpedüz kötü hissediyordu. Çoğu insanın yapacağı gibi geçen günü ardında bırakıp, güzel bir yemek yiyip, günün geri kalanını...
23.10.2020
Telefonun sesiyle uyanmaktan nefret ettiğinden midir nedir, her gün adeta biraz daha erken uyanıyordu. Sanki telefonuyla arasında kendini bilmez bir yarış vardı. Bugün de yine öyle olmuştu. Uyanınca telefonun alarmını kapatmayı unutmuş, tekrar uyumaktan korka korka yataktan sıyrılarak banyoya koşmuştu. Şans bu ya, alarm da çalmak için tam o anı...
02.10.2020
İnsanlara bazı şeyleri anlatmak zordur. Ama bir şey var ki; hiçbir şeyi anlatırken onun kadar zorlanmamıştım. İnanmasının zor olduğundan mıdır yoksa inanmanın insan üzerindeki sorumluluğu arttıracağından mıdır, bilmiyorum. İnsanlarda hep bir küçümseyiş, inanmayış olur onu anlatınca. “Küçük şeyler çok şeyi değiştirir.” yahut “Damlaya damlaya göl olur.” ile açıklayabiliriz anlattıklarımı. İnsanlar...
23.09.2020
Hayattaki en büyük sınavım bencil ve patavatsız insanları anlamak üzerine olmuştur. Kendi kafamda onların düşünce ve davranış biçimlerini analiz etmek üzerine büyük uğraşlar verdiğimi de söyleyebilirim. Bir insanın kendini sevmesi, çok sevmesi ne güzel şeydir de oradan işler çirkinleşerek bencilliğe nasıl gelir, hiç düşündünüz mü? Bencil insan çok arkasından vurulmuştur,...
10.09.2020
Geçtiğimiz günlerde okuduğum bir yazıda, bilimsel ve matematiksel terimlerin sosyal bilimlerde kullanılması eleştiriliyordu. Yazara göre; bilimsel terimlerin tek bir anlamı vardı ve bu kesindi. Bu sebeple de sosyal bilimcilerin ya da yazarların bu terimlerin anlamlarını genişletmeleri kabul edilemez bir yanlıştı. Öncelikle, bu düşünce beni oldukça şaşırttı çünkü daha önce bu...
27.08.2020
Huzur peşinde koşuyoruz ama çevremizde alışveriş merkezleri, on katlı apartmanlar, iş kuleler ve yollarda harcadığımız saatler… Kaçabildiğimiz kadar kaçmaya çalıştığımız onlarca şey içinde huzuru bulmaya çalışıyoruz. Nerede buluyoruz peki? Kaçmayı başarabildiğimiz kısıtlı zaman dilimlerinde; ormanda bir yürüyüşte, deniz kenarında bir kahvede, belki şehir dışında yaşayan tanıdıklarımızı bir ziyarette… Doğadan bu...
13.08.2020
Yüzeyselliğin hayatımızın tam merkezine yerleştiği bir dönemde; çoğumuz artık samimiyetin önemini kavradık. Hani bir kahve içmeye gideyim de yanımda kim olursa olsun demiyoruz artık. Yanımda beni anlayan, benim için sevinen ya da üzülen biri olsun da kahve içmesek de olur, diyoruz. Hayatımıza aldığımız insanlar seyrekleşirken; bizi yıllardır tanıyan ve alıştığımız...
06.08.2020